Hayatımızda her şey mükemmel giderken bir anda yalnız, üzgün ve çaresiz hissedebiliriz. Zeki insanların günün bir çok zamanında yaşadığı bu durumu “mutlu olamamak” olarak adlandırırız. İşte zeki insanların yaşadığı mutlu olamama sendromunun altında yatan sebepler.

Her şeyi fazla analiz ederler

Günlük hayatlarında ya da iş hayatlarında başlarına gelen her durumda fazla düşünme eğilimini gösterirler. Düşünme süreleri çoğu insana oranla uzundur. Sonuçları onları üzecek olsa da düşünmekten vazgeçmezler. Çevresel sorunlarla fazlasıyla ilgili olurlar. Çevreye ilgisiz kalıyormuş gibi gözükseler de en çok ilgilenenler onlar olur.

Yüksek standartlara sahiptirler

Zeki insanlar ne istediklerinin farkındadırlar ve isteklerinin gerçekleşmesini isterler. Az ile yetinmezler. İhtimal var ise daha fazlasını isterler. Arkadaşlık ilişkileri, aile veya iş ilişkileri olsun daha fazlasını istemekte çekinmezler. İstekleri onları idealist düşüncelere iter. Bir ideal yaratırlar ve peşinden koşarlar. Beklentileri hayatın gerçekliği karşısında yenilgiye uğradıkça onlar için de hayal kırıklığı kaçınılmaz olur.

Kendilerine karşı katıdırlar

İdeal düşünceleri veya hayat tarzları olsun bunları uygulamaya koyarlarken kendilerine karşı çok katı olurlar. Derin düşüncelere sahip insanlar, başarısızlıkları karşısında kendilerini suçlarlar ve titiz bir şekilde analizine başlarlar.

Daima arayış içerisindedirler

Zeki insanlar daima bir arayış içindedir. Ulaşılmazın peşinde koşmaktan zevk alırlar. Hayattaki küçük şeylerin olması onlar için yetersizdir, küçük şeylerin peşinde koşmazlar. Öğrendikleri gerçekler ya da sahip oldukları bilgiler onlar için yetersizdir. Daima bir öğrenme açlığı vardır.

İletişim eksikliği çekerler

Karşıdaki tarafından tam olarak anlaşılmamak bireyi üzen bir durumdur. İletişim insanlar arası etkileşim sağlar. Zeki insanlar çoğu zaman bu etkileşimlerden yoksundur. Kendi görüşlerini bir başkasıyla paylaşamadıkları zaman dışa vurmasalar da eksikliğini hissederler. Sosyalleşme istekleri de zamanla azalır ve kendilerini dışarıya karşı izole etmeye başlarlar.

Bir kısmı psikolojik sorunlara sahiptir

Sosyal anksiyete veya stres bozukluğu gibi bazı problemlerle yüzleşmek zorunda kalırlar. Yapılan bir çok araştırma IQ seviyesinin bazı hastalıkları tetiklediğini ortaya çıkarmıştır. Bu koşullar altında yaratıcı düşüncelerini tam anlamıyla netleştiremez ya da parlak fikirlerini gün ışığına çıkaramazlar. Ruhsal problemleriyle boğuşan insanlarda depresyona yatkındır ve zeki insanlar bu eğilimi bazı aşamaları geçmeden gösterebilir. Kendi varoluş amaçlarının dayanılmaz hafifliğinin altında depresyon yattığını düşünürler.

Kaynak:ceotudent.com