Kamu-Sen’e bağlı Türk Sağlık Sen Balıkesir Şubesi’nin temsilciler toplantısı geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlendi. Temsilciler toplantısına Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci de katıldı.
Türk Sağlık-Sen Balıkesir Şube Başkanı Musa Bila’in ev sahipliğinde tüm ilçelerdeki temsilcilerin katıldığı toplantıda sendikal faaliyetler değerlendirildi. Toplantıda ayrıca başarılı temsilcilere plaket sunuldu.
DARBELERE KARŞIYIZ
Toplantının açılışında bir konuşma yapan Türk Sağlık Sen Balıkesir Şube Başkanı Musa Bilal 15 Temmuz darbe girişimini lanetlediklerini belirtti. Bilal şunları söyledi:
“Ülkemize, milletimize ve demokrasimize yapılan 15 Temmuz darbe girişimini bir kez daha lanetliyoruz. Geçmişte 28 Şubat post-modern darbesine karşı nasıl karşı durduysak, 15 Temmuz’da da en net tavrı ilk önce biz gösterdik. Bizler demokrasiden yana net tavrı olan Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlı, çalışanı yerli, milli, vatanına, milletine yürekten bağlı bir sivil toplum örgütüyüz.
Darbe girişiminden sonra demokrasi nöbetlerine katılmadığımızı talimat verdiğimizi malum sendikanın başkanı, Balıkesir Türk Sağlık Sen Şubesini töhmet altına bırakacak beyanatlar vermiştir. Şimdi buradan sesleniyorum; Balıkesir Valilik binasındaki TC tabelası FETÖ yanlısı valinin talimatıyla indirilirken, ülkemizin bir çok yerinde kışlalardan bayrak indirilirken, andımız kaldırılırken, biz her türlü reaksiyonu gösterirken, bayrak mitingi yaparken siz neredeydiniz?
MALUM SENDİKA FETÖ’YE REFERANS OLDU
Talimatla bayrak, vatan sevilmez, talimatla milliyetçi olunmaz. Talimatla milliyetçi olanlar selfie çeker, birbirlerine haber gönderir biz buradayız diye. Biz Kamu Sen’liler bu ülkeyi, bu milleti karşılıksız sevdik. Yaşam biçimi olanlara vatan ve millet üzerinden çamur atamazsınız yapışmaz. Ey gafil bunu bil.15 Temmuz’dan sonra FETÖ mensuplarını tespit ediyoruz diyerek sağlık çalışanlarına korku ve baskı uygulamaya çalıştınız. FETÖ mensuplarına kim kefil oldu? Kimler referans oldu? Aynaya bakın görürsünüz. Türk Sağlık Sen mensuplarına zulmü reva gördünüz. O dönemde birçok arkadaşımız mağdur edildi. Kamuda ehliyet ve liyakatin esas alınmadığı dönemler sizin referans olduğunuz dönemlerdir. 15 Temmuz’da Cumhurbaşkanı, Başbakan liyakat ve ehliyetten bahsetmektedir. Bu talimata şehrimizde uyulmadığı apaçık ortadadır. Çünkü bu malum sendika, bürokrasiden ve siyasetten beslenmektedir. Ellerindeki bu argümanlar gittiğinde çıplak kalacaklardır.
HAKKANİYET ÖN PLANDA OLMALI
15 Temmuz’da ihraç edilen ve açığa alınan devlet memurları hakkaniyet ölçüsünde değerlendirilmelidir. Mağdur olanlara her zaman yardımcı olmaya hazırız. Hukuk işlemeli, hakkı sahibine teslim etmeli, suçlular da cezalarını çekmelidir. Eğer bu durumda hukuk içinde kalınmıyorsa biz karşı tavrımızı her zaman ortaya koyarız.
BAŞARILI ÇALIŞMALARA İMZA ATMAYA DEVAM EDECEĞİZ
Türk Sağlık Sen Balıkesir Şubesi olarak yönetime geldiğimiz günden bu yana iyi bir çalışma ortaya koyduk. Şubemizi Türkiye genelinde çalışmalarımızla, başarılarımızla adından söz ettirdik. Aynı başarıyı önümüzdeki yetki döneminde mutlak ve mutlak göstermeliyiz. Hepimiz bu dönemde alanları boş bırakmayacağız. Sorun ve sıkıntının olduğu her yerde çalışanların yanında olacağız. Konuşmadık sağlık çalışanı bırakmayacağız. Bıkmadan, yorulmadan gerçek sendika olarak Türk Sağlık Sen’i anlatmaya devam edeceğiz. Toplu sözleşmenin uygulanmadığının, malum sendikanın attığı imzanın takipçisi olmadığını haykıracağız.”
DOĞRULARI SÖYLEMEK LAZIM
Türk Sağlık –Sen Genel Başkanı Önder Kahveci ise konuşmasında darbe girişiminin olumsuz etkilerinden söz etti. Kahveci ayrıca kamu çalışanlarını ilgilendiren konular hakkında da değerlendirmede bulundu. Kahveci şunları kaydetti:
“Gündemimizden düşmeyen iş güvencesi meselesi var. Geçmişten bugüne kadar biz iş güvencemizin kamu çalışanları açısından memurlar açısından önemli bir kazanım olduğunu ifade ederek bugünlere geldik. Siyasi iktidarlar da ülkede kamu çalışanlarının iş güvencesinin kaldırılmasını ifade ettiler. Geçmiş yıllarda Cumhurbaşkanı’nın, Başbakanlığı döneminde gündeme geldi. Şimdi de yeni Çalışma Bakanımız ilk açıklamalarından birinde ‘Dokunulmazlığı ve ayrıcalığı olan memur yapısı olmamalı’ diyor. Sayın Bakan herhalde milletvekilleri ile bizi karıştırmış. Bizim var mı dokunulmazlığımız? Valla bize herkes dokunuyor. Şu an itibariyle madem kamu çalışanlarının dokunulmazlığı varsa 100 bin tane kamu çalışanı açıkta, 50 bin tanesi de ihraç edilmiş durumda. Kamuoyunu yanlış yönl3endirmemek lazım. Doğruları söylemek lazım. Sayın Bakan yanlış söylemiş. Sayın Bakan 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu açsın baksın orada kamu çalışanlarının sınırsız iş güvencesi var mı? Yok arkadaşlar. Her sene değişik suçlardan dolayı kamu görevlilerinin iş akitleri fesih ediliyor.
KAMU PERSONEL REJİMİ YAMALI BOHÇA GİBİ
Sürekli bunu temcit pilavı gibi bizim önümüze getirmenin bir anlamı yok. Zaten kamu personel rejimi yamalı bir bohçadan ibaret. Kamuda onlarca farklı istihdam var bunların kaldırılması lazım. Bu iş güvencesini kamu çalışanlarının kara kaşına, kara gözüne vermemişler. Devlet de devamlılık diye bir şey var. Eğer iş güvencesiz bir çalışma ortamı olursa, çalışma hayatımız boyunca endişe altında bir hizmet üretmek durumunda kalırız. Böyle bir uygulamada bir hekim, öğretmen veya başka bir kamu görevlisi nasıl çalışabilecek? Acaba benim iş akdim fesih oldu mu diye endişe içerisinde yaşayarak verimli bir kamu hayatı oluşturmak mümkün mü? Onun için hükümet bu sevdasından vaz geçsin. Devlet Personel Kanunu’nda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç varsa ki bizce de var gelsinler onu konuşalım.
PERFORMANS DEĞERLENDİRMESİNDEN MEMNUN KİŞİ VAR MI?
Şimdi, Performans Değerlendirme konusunu getiriyorlar. Uzunca bir zamandır sağlıkta Performans Değerlendirmesi var, hastanelerde, üniversite hastanelerimizde var değil mi? Buradan soruyorum Performans Değerlendirmesi’nden memnun olan bir kişi var mı? Ben Türkiye’nin her tarafını dolaşıyorum, onlarca insanla karşı karşıya geliyorum, bir kişi de ya bu döner sermaye performans sistemi çok adildir, iyidir demedi. Ama her geçen gün hizmet geriye doğru gidiyor. Ortada bu durum varken tekrar çalışanlara performans sistemini gündeme getirmek hangi akla uygun? Liyakat ve hakkaniyeti uygulamadığınız sürece performans sistemini uygulayamazsınız arkadaşlar. Ben taslağı okudum, bir kamu görevlisini arkadaşı değerlendiriyor, vatandaş değerlendiriyor, amiri değerlendiriyor. Bunun sonunda puanlamalarda puanı düşük olanın görev yeri değiştirilebilecek ve başka yaptırımlar uygulanabilecek. Peki, şimdi arkadaşın arkadaşı değerlendirdiği bir performans sistemine nasıl güven duyacağız ya da bizim adamımız, bizim çocuklar diye getirip oturttuğunuz yöneticilerin, liyakati, becerisi, bilgisi tartışılan hatta insanlar arasında ayrım yapan, siyasi görüşünden dolayı ayrım yapan bu yöneticiler hangi adaletli değerlendirmeyi yapacaklar? O zaman ne olacak? Memuru birbirine düşman edecekler.”
Bir önceki yazımız olan Mavi Sertifikalı Ceviz Fidanı Talebine Yetişemiyorlar başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.
Yorumlar kapalı.