Kırcı “Vesayetçi zihniyete en güzel cevap 16 Nisan’da”

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

28 Şubat’ın yıldönümü dolayısıyla düzenlenen ‘Darbeler ve İmam hatipler’ konferansına katılan AK Parti Balıkesir Milletvekili ve Başkanlık Divanı Üyesi Sema Kırcı konferansta bir konuşma gerçekleştirdi.

Bandırma İmam Hatip Okulları Mezunları ve Mensupları Derneği (BİHAD)’ın düzenlediği konferansta konuşan Kırcı, konferansın konusunun “Darbeler ve İmam hatipler” olmasını çok anlamlı bulduğunu çünkü 28 Şubat’ın en büyük mağdurlarının imam hatipliler olduğunu söyledi. Kırcı “Bizler için bu postmodern darbenin acısı, anlamı daha farklı. Ülkemiz ve milletimiz adına “utanç yılları” olan bir dönemi 20 yıl sonra anmak için bu akşam sizlerle bir araya geldik. 28 Şubatı hatırlamak, bugünü anlamlandırmak ve yarını okumak için elzem bir ihtiyaçtır” dedi.

28 Şubatta ne oldu

Konuşmasında 28 Şubat’ın Türkiye’de bir dönüm noktası olduğunu ifade eden Kırcı: “28 Şubat süreci, 28 Şubat 1997 günü Milli Güvenlik Kurulu toplantısında açıklanan kararlarla başlayan, ordu ve bürokrasi merkezli bir süreçti. Alınan kararlar toplumun belirli kesimlerini ve kurumlarını son derece olumsuz etkiledi. Hatırlayın, Ankara Sincan’da askerler 20 tank ve 15 zırhlı araçla geçiş yaptı. Demokrasiye tanklarla balans ayarı verilmek istendi. TV’ler korku senaryoları yazıp ekranlarda oynattı, gazeteler manşetler attı. Refah Partisine kapatma davası açıldı. Velhasıl seçilmiş ve iktidar olmuş bir siyasi partiye ordu, bürokrasi, STK, işadamları ve medyanın konsorsiyumu ile darbe vuruldu” dedi.

28 Şubat ne anlama geliyor

Kırcı 28 Şubat’ın sadece siyasi sonuçlar değil, sosyolojik sonuçlar elde etmek üzere yapılmış bir darbe olduğunu söylerek sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat’ın doğduran doğruya Türkiye sosyolojisine yaptığı iki sembolik etki alanı vardır. Birinci etki alanı başörtüsüydü. Başörtülülerin okumaması, kamu görevlerinin içinde olmaması, siyasette olmaması için yapılmış bir müdahaleydi. Merve Kavakçı meclis kürsüsünde milletvekili yeminini etmek için hazır bulunurken, Ecevit’in Mecliste ‘şu kadına haddini bildirin’ dediği şey aslında tam böyle bir zihin dünyasının sonucudur.İkincisi etki alanı ise imam hatip liseleriydi. İmam hatiplilerin Türkiye’de etkili olmasını, çoğunluğun güçlenmesini önlemek için yapılmış bir darbeydi.Darbecilere destek veren dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, başörtüsü yasağı için, “türban özgürlük falan değildir, bu gericiliktir… Orası üniversite…İlle başı bağlı okumak istiyorsan Arabistan’da falan öyle yerler vardır, oraya gidin” derken bu milletin çocuklarını ülkelerinde eğitim alma hakkından mahrum etmeyi meşru görebilmişti.İşte 28 Şubat böyle bir zihniyetin, vesayetçi bir algının sonucudur.”

28 Şubat’ın rakamlarla sonuçları

Kırcı sözlerine şöyle devam etti: “28 Şubat’ta sırf namaz kıldıkları, başörtülü oldukları ya da eşleri başörtülü oldukları için binlerce insanın işinden edildiğinden bahseden Kırcı o günlerin bilançosu hakkında şunları söyledi: “1997-2001 yılları arası 12bine yakın öğretmen kılık-kıyafet ve fişlemeler nedeniyle disiplin cezasına çarptırıldı,3527 öğretmenin görevine son verildi.70’ten fazla Kaymakama o süreçte görevinden el çektirildi, 200’ün üzerinde vali ve kaymakam hakkında irtica gerekçesi ile soruşturma başlatıldı.1990-2011 yılları arasında ‘irtica’ suçlamasıyla YAŞ kararlarıyla TSK’dan 1635 personel atıldı.21 vakıfirtica faaliyetinde bulunduğu gerekçesi ile kapatıldı.28 Şubat sürecinde el konulan bankaların devlete getirdiği yük17.300.000.000 dolar idi.”

Meşhur ikna odaları

Kırcı: “28 Şubat inançlı insanları sistematik bir şekilde yok etme çabasıydı. Başörtülülerin kamusal alanda yer alması engellenirken en büyük darbeyi üniversitelere vurdular. Meşhur ikna odaları… ülke tarihine kara bir leke olarak yazıldı. Demokratik bir ülkede, Türkiye Cumhuriyetinin bir vatandaşınız ve en doğal hakkınız olan üniversite eğitim hakkınız inancınız ve başörtünüz sebebiyle elinizden alınıyor. Bunlar yalnızca kendilerine demokrat” dedi.

İmam hatipleri nasıl etkiledi

Kırcı 28 Şubat zihniyetinden en çok darbe alan kurumlardan birisinin hiç şüphesiz imam hatipler olduğunu ifade ederek: “O dönemde oldukça rağbet gören imam hatiplerin önünü kesmek ve inançlı yetişmiş gençlerin bu ülke içerisinde ilerlemesini engellemek adına çok ciddi bir zulüm uygulanmıştır.Mesut Yılmaz imam hatiplerin orta kısmını kapatırken “siyasi hayatıma mal olsa da” diyordu… Siyasi hayatına da, onuruna da mal oldu…28 Şubat mağdurlarının hakları iade-i itibar edilirken, darbeci komutanların bugün sanık sandalyesinde olduğunu görüyoruz” dedi.

Zulüm günlerinde ortaya çıkan fedakarlıklar

Kırcı: “Bu süreçte, farklı direniş metotları da gelişti. ÖNDER Vakfı imam hatip mezunu gençlerin mağduriyetini gidermek adına pek çok önemli adımlar atmış vakıflarımızdan biridir.  Allah onlardan razı olsun.O dönemde eğitim hakkı kısıtlanan, ikinci sınıf insan muamelesi gören imam hatipli gençler başta Viyana, Bosna-Hersek olmak üzere dünyanın farklı noktalarına eğitim almak için dağıldılar. ÖNDER bu anlamda önemli katkılar sunmuştur. Bugün bir yada bir kaç yabancı dil bilen, okullarını derece ile tamamlamış ve ülkemizde önemli görevler yürüten pek çok gencimiz o günün mağdurlarındandır” dedi.

Vesayetçi zihniyete cevap 16 Nisan’da

Kırcı28 Şubat post modern darbesinin Türkiye’nin elitlerinin halkın çoğunluğundan korkması sonucu yapıldığını ifade etti. Kırcı konuşmasında: “Bu sebeple de sürecin hem sivil, hem parlamento, hem medya, hem de ekonomi ayağı olmuştur.Peki şimdi ne oldu? O korktukları çoğunluk, milletimiz ülkenin asıl sahibi. İstikrarlı hükümet dönemleri yaşıyor, Cumhurbaşkanını kendisi seçiyor. 15 Temmuz darbe teşebbüsünde tankların altına yatarak, canı pahasına direniyor, demokrasisine sahip çıkıyor. Her türlü vesayeti reddediyor. O eski Türkiye yok artık. AK Parti şimdi milletin iradesini bir adım öteye taşıyor ve güçlü meclis, güçlü millet ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçiyor. Biz bu sistemi meclise sunduk, 16 Nisan’da da milletimize, sizlere sunuyoruz. Millet iradesi, demokrasi denilen şey böyle olur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletin ise buyrun 16 Nisan’da milletin kararını hep birlikte görelim. Kamuda başörtüsünü yasaklamışlardı, şimdi TSK’da başörtüsü serbestliği getirildi. Bu 20 yıl önce konuşulması dahi mümkün olmayan birşeydi, şimdi ise uygulamaya geçtik. Ne oldu? Cumhuriyet mi elden gitti, ülke mi çöktü? Hiçbirşey olmadı. Geçtiğimiz hafta “Karargah rahatsız” manşeti atan gazete hakkında soruşturma başlatıldı.Artık manşet atarak hükümet devirip, hükümet kurma devirleri bitmiştir. O dönemde siyasi hayatı yasaklanan ve hakkında muhtar bile olamaz denen Sayın Cumhurbaşkanımızın Genel Başkanı olduğu AK Parti’yi bu halk çok değil bir kaç yıl sonra tek başına iktidara getirdi.28 Şubat zihniyetinin bir tezahürü olan FETÖ yapılanmasına karşı da halkımız gerekli cevabı 15 Temmuz gecesi tankların önüne yatarak verdi.28 Şubat’ta Zırhlı Birlikler’den tanklar Sincan’a yürürken, 15 Temmuz’da halk Sincan Zırhlı Birlikler’deki tanklara yürüyerek vesayete tarihi bir cevap verdi. Bu darbeci, vesayetçi zihniyete en kararlı cevap 16 Nisan’da yapılacak olan referandumda verilecektir” dedi.

Yoğun bir katılımla gerçekleşen konferansın sonunda Kırcı, 15 Temmuz konulu şiir yarışmasında birinci olan Bandırma Anadolu İmam Hatip Lisesi öğrencisi Betül Işık’a ödülünü takdim etti.

BANDIRMA WEB TASARIM

Bir önceki yazımız olan Balıkesir Yılda 500 Bin Adet Aşılı Ceviz Fidanı İhraç Ediyor başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

Kırcı “Vesayetçi zihniyete en güzel cevap 16 Nisan’da”

Yorumlar kapalı.

foto deniz bandırma
kutlu creative bandırma
avşa adası otelleri
x